Zavallı ve sefil insanlar, akılsız halklar, kendi kötülüğünüzde inatçı ve kendi iyiliğinizde kör uluslar; gözlerinizin önünde kazancınızın en güzel ve en aydınlık kısmının elinizden alınmasına, tarlalarınızın yağmalanmasına, evlerinizin yakıp yıkılmasına ve atalarınızın eski eşyalarının alınıp götürülmesine izin veriyorsunuz!
Öyle yaşıyorsunuz ki, artık hiçbir şey sizin değil. Mülkünüzün, ailenizin, hayatlarınızın yarısını size bağışlanmasını büyük bir mutluluk olarak görüyor gibisiniz. Bütün bu tahribat, bu felaketler, bu yıkımlar düşmanlardan değil, fakat kuşkusuz düşmandan ve sizin bu hale getirdiğiniz, kendisi için cesurca savaşa gittiğiniz, boş hevesleri için her an ölüme meydan okuduğunuz kişiden geliyor.
Oysa bu efendinin sadece iki gözü, iki eli, bir bedeni var ve kentlerinizin sozsuz sayıda sakininden başka bir şeyi yok. Sizden fazlası, sizi yok etmesi için ona verdiğiniz olanaklardır. Sizi gözetleyen sayısız hafiyesini sizden değilse nereden alıyor?
Nasıl sizi dövmek için bunca ele sahip oluyor, bunları sizden ödünç almadıysa?
Kentlerinizi çiğnediği ayaklar, aynı zamanda sizin ayaklarınız değil mi?
Üzerinizdeki erk sizden gelmiyor mu?
Sizinle el birliği içinde olmazsa, üzerinize yürümeye nasıl cesaret edecektir?
Sizi soyan hırsıza yataklık etmeseydiniz, sizi öldüren katilin işbirlikçisi olmasaydınız ve kendi kendinize ihanet etmeseydiniz, size hangi kötülüğü yapabilirdi ki?
Talan etmesi için tarlalarınızı ekiyorsunuz; kendi kösnüllüğünü tatmin etmesi için evlerinizi döşeyip dolduruyorsunuz; asker yapması, onları mezbahaya götürmesi, açgözlülüğünün vekili, intikamının uygulayacısı kılması için çocuklarınızı besliyorsunuz.
Sefada nazlanması ve hazlarıyla tepinmesi için çile içinde kendinizi tüketiyorsunuz.
O daha güçlü, daha katı olsun ve yularınızı daha kısa tutsun diye kendinizi güçsüzleştiriyorsunuz; hayvanların bile tiksineceği ve çekmeyeceği bunca hakaretten, kurtulmaya çalışmadan, sadece istemeyi deneyerek kurtulabilirsiniz.
Sadece kulluk etmemekte kararlı olun, özgür olursunuz. Sizin onu itmenizi veya sarsmanızı istemiyorum, sadece onu taşımayı bırakın ve göreceksiniz, kaidesi altından alınmış kocaman dev bir heykel gibi, kendi ağırlığıyla düşüp parçalanacaktır.